top of page

Faiz Arbitrajında Vergi Makası

ree

İçinde bulunduğumuz yüksek enflasyon döneminde şirketlerin tek sorunu yüksek kredi faiz oranları değil. Aynı zamanda planlı/plansız kısa-orta vadeli ödemeleri için zamanında ve uygun krediye ulaşım zorluğu kendilerini farklı arayışlara yönlendiriyor.

 

Öyle ki, bankaların dönemsel uygun faizli kredi tekliflerinde ‘bir daha bu oranda kredi bulamam’ ya da ‘nasıl olsa vadeli mevduatta kredi maliyetine yakın bir getiri elde ederim’ düşüncesiyle ihtiyat saikiyle kredi talebinde bulunabiliyorlar. Oysa hem krediler hem de vadeli mevduat üzerindeki vergisel yükümlülükler evdeki hesapla çarşıdaki hesabın uymamasına sebep oluyor.

 

Vergi makasının yıllık maliyeti en az %10!

 

Bilindiği üzere mevduat getirilerinden %15 oranında kaynakta kesinti yöntemiyle tevkifat yapılıyor. Benzer şekilde ticari krediler üzerinden %5 oranında KKDF ödemesi firmaların kredi faiz ödemelerine yansıtılmakta. Bir tarafta gelir azaltarak diğer tarafta maliyet artıran bu denklem, mevcut piyasa koşullarında aylık %1-1,5 bandında vergi yüküne sebebiyet veriyor. Veriler üzerinden açıklayalım:


ree

 

·  %4 oran üzerinden hem kredi kullanılıp hem de mevduat getirisi elde edilmesi durumunda borçlanma maliyeti %4,2 olurken net mevduat getirisi ise %3,4 seviyesinde kalıyor. Aylık %0,8’e tekabül eden bu makasın senelikte karşılığı yaklaşık %10.

 

·   Bugünkü piyasa koşullarında ‘uygun’ diyebileceğimiz %3,40 kredi faiz oranı üzerinden borçlanma yapan bir işletme için, borçlanma ihtiyat amaçlı yapıldı ise, başabaş maliyet için en az %4,20 mevduat getirisi elde edilmesi gerekiyor.

 

Yatırım harcamalarında verginin makas etkisi derinleşiyor!

 

Her ne kadar yukarıdaki tabloda %15 stopaj oranı esas alınsa da dönem sonlarında elde edilen getiriler üzerinden hesaplanan vergiler %25 kurumlar vergisi oranına tabi. Yatırımlara ilişkin faiz harcamalarının yatırım tamamlanana kadar giderleştirilemiyor oluşu ve finansman gider kısıtlaması uygulaması da dikkate alındığında tablodaki makas aralığının mütevazi kaldığını ifade edebiliriz.

 

Pandemi sonrası yaşanan 2-3 senelik periyot içerisinde işletmeler tarafından çok rantabl olmasa dahi avantajlı finansman koşullarından dolayı yatırım kararları verilebiliyordu. Bugün için de eskisi kadar bol ve kolay olmasa da özellikle son açıklanan yatırım teşvik programı kapsamında bazı yatırımlar için farklı oranlarda faiz desteğinden söz etmek mümkün.

 

Ancak yatırım dönemindeki finansman maliyeti ile işletme dönemindeki getirilere odaklanılarak yatırımın fizibilitesi yönünden çalışmaları derinleştirmeden, edinilen alışkanlıklarla yalnızca finansman kolaylıkları ve boşa düşen özkaynakların brüt getirileri üzerinden hesaplamalar yapmak; getiri ve kaynak kullanımındaki vergi dahil tali maliyetler dikkate alındığında mevcut konjonktürde işletmeleri yanılgıya düşürecektir.

Yorumlar


Güncel yazı, makale ve görüşlerim için sosyal medya hesaplarımı takip edebilirsiniz

  • Twitter
  • Linkedin

İletişim

canersamanci@gmail.com


© Caner SAMANCI 2024

bottom of page